Anam okul yaşına gelmiş okumak istiyor. Ablası Sıdıka okumuyor, diğer abisi Rıfat okula başlayalı birkaç yıl olmuş, Asım ve Güzide henüz doğmamış. Anam, Malatya’da okula başlayacak ama dedem pek sıcak bakmıyor. Anamın Abisi büyük dayım Sadık, Ankara’da hukuk okuyor o yıllarda, yakında hâkim çıkacak. Belki de ona sormak istiyordu dedem. Dayım tam bir “Atatürk Devrimleri” savunucusu. Kız çocukları mutlaka okumalı diye düşünüyor. Sadık sadece evin içinde değil Malatya’da da bir itibar sahibi. Zaten Malatya’da Ankara’ya okumaya giden kaç kişi var ki o yıllarda.
Okullarda Kayıtlar kapanalı ve eğitim başlayalı iki ay olmuş ama anamın umutları sönmemiş. Sonunda Ankara’da abisi geliyor. Anasını babasını görmekten öte görevler biçmiş kendine dayım Malatya’ya gelirken: Birinci sebebi anneannemi kara çarşaftan çıkartmak. Onu Cumhuriyet devrimlerine uygun şekilde giyinmiş bir kadın olarak bütün Malatya’daki kadınlara örnek olmasını sağlamak. Ankara’dan aldığı pardösü yanındadır dayımın. Valizinden çıkartıyor ve anasına giydirerek kara çarşafı artık giymeyeceğini tembihliyor. O gün, Malatya’da kara çarşafa son veren ilk kadın oluyor anneannem. Bu kıyafet devriminin Malatya’daki ilk kıvılcımı olur ama yapılacak bir işi daha vardı anamın Ankara’dan gelen abisinin. O henüz bunun farkında değildi ama akşama öğrenecekti. Sadık dayım Malatya’ya geldiğinde anamın gözleri umutla açılmıştı. Okullar açılalı iki ay olmuş ama anamın umudu kaybolmamıştı. Her gece okula gitmek hayaliyle yatıp aynı hayalin gerçekleşmesi umuduyla uyanıyordu, Tahtalı Minare semtindeki haremlik odasında. Sadık abisi Ankara’dan umut getirmişti anama. Daha geldiği ilk gün anlattı derdini abisine. Babası bir tek anama izin veriyordu selamlığa girmesine. Hazır abisi de varken anam, o akşam selamlığa girdi, abisinin yanındaki yer minderine oturdu ve derdini açtı abisine, babasının yanında. Sadık dayım dedeme ve sonra da anama baktıktan sonra gözlerindeki aydınlığı anama geçirerek sabaha bu işi halledeceğini hissettirdi.
Malatya uzak, Malatya küçük, herkes birbirini tanıyor. Sadık dayım Ankara’da hukuk okuyor. Malatya’nın gururu. Devrimlerin savunucusu. Atatürk devrimleri, devrime inanan gençler vasıtasıyla Anadolu’ya ulaşmaya çalışıyor. Sadık dayım elinde devrim meşalesi ile Ankara’dan gelmiş. Anam abisinin dizlerinin dibinde dedeme bakarak okula gitmek istediğini söylemiş. Abisinin gözlerinden aldığı mesaj umut olmuş anama. Böylece aylardır bölük pörçük uyuyarak geçirdiği geceler bir anda sona ermiş, içinde mutluluk oyunlarının oynandığı okul bahçelerini anlatan rüyalar görerek huzurlu bir uyku uyumuştu.
Sabah daha kahvaltı bile yapmadan üstünü giymiş abisinin yanına giderek kendisini okula götürmesi için hazır olduğunu göstermişti. Sabırsızlık ile yapılan kahvaltı sonrası abi kardeş birlikte çıktılar evden. Cumhuriyet ilkokuluna kadar yürüdüler. Soğuk havaya rağmen anam, heyecanın verdiği iç sıcaklığı nedeniyle hiç üşümediğini söylemişti yıllar sonra o anı anlatırken. Müdür’ün odasına girdiklerinde heyecandan yerinde duramıyordu anam. Bir müdüre bir abisine bakıyor, konuşulanların bir an önce bitmesini ve hemen okula başlamayı istiyordu. Müdür, Ankara’da gelen abisin elinden tutan küçük kıza bakıp; okulların iki ay önce açıldığını ve geç kalındığını anlatmaya çalışıyordu abisine. Sadık Barut biliyordu meseleyi ama küçük kız kardeşinden emindi. Arayı kapatacaktı. Üstelik Ankara’da idi orada yaşıyor, orada okuyordu. Bu yıl hakim çıkacaktı. Hani nerdeyse sözü kanun gibiydi. Müdür kıramadı Sadık Bey’i Anamı okula kabul etti. Anam, abisini mahcup etmedi 1928 yılında çıkan harf devrimini okulda en çabuk ve en iyi öğrenen öğrenci olarak hem öğrencilere hatta bazı öğretmenlere dahi ders vererek Harf Devriminin Malatya’da yayılmasında ve yer etmesinde önemli bir çalışmaya imza attı.
Yıllar sonra anam Malatya’nın ilk lise mezunu kız öğrencisi olacak günlere ilk adımını böyle atmıştı. Mutluydu, onun Ankara’dan abisi gelmişti. Evde esen bayram havası bugün hala bize ışık tutuyor.