HAYALLERİM
Hayal kurmaya çocuk yaşlarımda başladım. Çocukluk hayallerimin en önemli lokomotifi tabi ki okuduğum kitaplardı. Kitaplar dediğime de bakmayın şimdiki gibi bol kitap yoktu o zamanlar. Benim çocukluğumda gazeteler Malatya’ya bir gün sonra gelirdi. Anlayacağınız kitap denizinde büyümedik. En çok da resimli romanları severdik. O romanların güçlü kahramanlarını. Teksas vardı mesela, Amerika’nın özgürlük kahramanı. Teksas benim hayallerimin başoyuncusu idi. Özgürlük tutkusu, haksızlıklara karşı duruşu ve kazanma azmi, Bir başka deyişle; teslim olmayışı beni esir almıştı.
Her gece yatağımda gözelimi kapadığımda Teksas oluverirdim hayalimde. Hatta bazen ek güçler çalardım diğer romanlardaki kahramanlardan. Savaşırdım o gün yaşadığım haksızlıklara karşı hayallerimde. Abilerimiz vardı mahallemizde, bizleri oyunlarına dâhil etmeyen, bize kaba davranıp güç kullanan. Bizi dışlayan. Alırdım onlardan intikamımı, Teksas olunca hayallerimde.
Böyle başladım hayal kurmaya. Zaman akıp geçerken hayallerin yerini, duyduğumuz anılar ve hikâyeler almaya başladı. Sonra bu anı ve hikâyelerin bilinmesi gerektiği düşüncesi içimi kemirmeye başladı. Yazmaya başladım. Küçük öykü denemeleri yazmak istedim. Rahmetli annemden ve ebem olan babaannemden dinlediğim doğum öykümü yazdım önce. Annem okuduğunda gözleri dolmuştu. Yıllar sonra o günleri tekrar yaşadığını söyledi.
Sonra bir roman yazmayı denedim. Yazdım da. Yaklaşık iki bin kişiye ulaştı roman “ŞAM’DA BİR MARDİNLİ” adıyla.
Sonra şansım yaver gitti, iki yıl önce kaybettiğimiz Ferhat Şenatalar Bey ile tanıştım. Dosyalar dolusu mektup ve küçük anılar getirmişti bana. Güneydoğuda, otuz yılı aşkın bir süredir silahların gölgesinde yaşam savaşı veren küçük kız çocuklarının eğitimi ile ilgili çalışmalarını anlatan. Kız çocukları, Yeni Türkiye’de!! dahi evlattan sayılmayan ve Burtekin’in “Swastika Geceleri” kitabında anlattığı gibi sadece doğum makinası olarak görülen yavruların feryadı olan mektuplar ve anılar.
Yeni hayallere daldım okuduklarımla. Ülkemizin iki tarafını düşündüm. Sonra yazmaya başladım. Adına “SAYILMAYANLAR” dedim. Evet, yeni romanım SAYILMAYANLAR yine ODA Yayınları’ndan çıkıyor. En kısa zamanda kitapçılarda yerini almaya hazırlanıyor. Umarım okumak için harcadığınız zaman değecek şeyler bulursunuz. Onlar gerçeklerden alınan olaylar.
Hayallerime gelince: Bu gün 1 Ocak 2015. Sabah uyanıyorum elimde nerden geldiği belli olmayan bir sihirli değnek var. Salona gidiyorum önce, sihirli değneğimi şöyle bir sallıyorum. Bir anda yeni yıla girerken sığınacak yer bulamamış, lokantaların önünde artan yemeklerin atılmasını bekleyen, aç ve çıplak insanların hepsini sıcacık ve tertemiz kıyafetlerle giydiriyorum. Sonra kaderlerini değiştiriyorum onların. Geleceğe umutla bakmalarını sağlayacak fırsatlar veriyorum onlara. Sonra, sonra sopamı ülkenin üzerinde dolaştırıyor ve kara bulutları dağıtıyorum. Tüm dargınlıkları bitiriyorum ve herkesin yüreğine sevgi ve barış tohumları ekiyorum. İnsanları içine sinmiş ihtiras ve hırsları kaldırıp yerine sanat ve bilim aşkı dolduruyorum. Sonra koltuğa oturup yenidünyamı seyre dalıyorum. Ne güzel olurdu 2015 yılına böyle bir sihirli değnek ile uyansam.
Mutlu yıllar