Hafif Tabut
Mayıs ayına çok hızlı girdik. Aynı hızla da bitirmeye uğraşıyoruz. Oysa asıl bitirdiğimiz şeyin ömrümüz olduğunun farkında değiliz. Acımasızca harcıyoruz zamanımızı. Bir yanda partiler seçim bildirgelerini açıklayarak yaşamdaki kazanma yarışının ve hırsının örneklerini veriyor, bir yanda ardı arkasına gelen kayıplar dünya gerçeğini bize hatırlatmaya çalışıyor. Kimi kayıplar için elem duyarken, kimileri için sinsi sinsi tebessüm ediyoruz.
Bir tarafta tiyatro ve sanat dünyasının son 40 yılına damgasını vurmuş, güldürürken bile bizlere mesaj vermiş, ülke gerçeklerini gözlerimizin önüne sermiş Zeki Alasya bizleri terk ediyor. Giderken bile sessizliği ile mesajlar veriyor. Bizlere susarak da konuşulacağını anlatıp nura yürüyor.
Bir diğer tarafta ise; ülkemizin yakın tarihine damga vurmuş, bu günümüzün gerçeklerinin en önemli gerekçelerinden biri olan 12 Eylül'ü bize yaşatan Kenen Evren. O da bu dünyadan ayrılırken çok şeyler söylüyor. Daha cenazesi bile kalkmadan ismini taşıyan okulların, binaların ismi değiştiriliyor.
Ve tabi Mayıs ayı; Anneler Günü'nü de barındıran ay.
Bir yanda yüreği yanan annelerimiz ve sanki hiçbir şey olmamış gibi anneler günü kutlayan arsızlarımız. Dünyanın zıtlıklar üzerine kurulduğunun örneğini veriyor.
Ve Hıdırellez; sevgi ve buluşmanın, birlikteliğin tadını çıkarmanın bayramı.
Hıdırellez kutlamalarına katılmak için Almanya’nın Köln şehrinde her yıl ALEVİ – BEKTAŞİ KÜLTÜR ENSTİTÜSÜ tarafından düzenlenen şenliğe katıldım.
Oraya vardığımdan, Dönüş için hava alanına gelene kadarki süre içinde beni saran ve içime işleyen sevgi, tevazu, bonkörlük zenginliğini kelimelere dökmem mümkün değil. Her an, neden dünyamız böyle değil? Neden insanlarımız sevmek yerine kızmayı, kucaklaşmak yerine kavga etmeyi seçer? Sorusunu sordum kendime.
Önünde saygı ile eğildiğim, çalışmalarını alkışladığım Enstitü Başkanı Sayın Gülizar Cengiz Hanımefendi açılış konuşmasında; Yunus’tan bir dörtlük ile benim anlatmaya çalıştığım sevgi mesajını çok güzel anlattı.
Ben gelmedim dava için
Ben gelmişem sevi için
Gönüller dost evi için
Gönüller yapmaya geldim.
Orada kaldığım üç gün içinde bana yeni bir üniversite bitirmiş duygusu veren tüm bilge insanlara müteşekkirim.
Sevmek ve sevmek. Siz de bu gerçeği yaşarken aklınızda olsun sevgiyle ansınlar sizi. O kadar sevsinler ki, tabutunuz kuş gibi hafif kalsın omuzda omuza uçarken.
Sevgiler.
Sevgili telepati okuyucuları; dergimiz bu sayı ile delikanlı oluyor artık. Onun büyüdüğünü görmek çok güzel bir duygu. Emeği geçen herkese teşekkür.