Felsefe ve Atasözlerimiz
Yıl 1979. Yer Malazgirt ve ben 26 yaşında birkaç günlük asteğmen olarak askerlik görevimi yapmaya çalışıyorum. Anlayacağınız çömezim. Çömezim ama ukalayım, daha doğrusu doğru bildiğini çekinmeden söyleyen biriyim. Hoş hala uslanmadım. Altmış yaşını bir geçmiş olmama rağmen hala doğru bildiğimi söylemekten vazgeçmedim. Neyse konumuz ben değilim zaten. Dedim ya, yer Malazgirt Topçu Birliği içindeki Ölçme Taburu binasının arkasındaki voleybol sahası. İki tabur arasında voleybol maçı var ve hakem üçüncü yıldızını henüz takmış genç bir yüzbaşı. Ben seyirciler arasındayım. Verdiği bir kararın voleybol kurallarına ters olduğunu görünce itiraz ettim. Konuşma aynen şöyle cereyan etti.
Ama bu faul komutanım
Bana bak çömez asteğmen bu yıldızları buraya baban takmadı. Voleybolu benden iyi mi bileceksin.
Yüzbaşı lafa böyle başladı ama cümlenin ikinci kısmına biraz argo tanımlar katarak. Omuzundaki yıldız ve benden önce Malazgirt’te olmasını öne sürerek Voleybol kurallarını benden daha iyi bildiğini iddia etti.
Evet aslında felsefe yamaya çalışıyordu kendince. Hem Türkçe konuşuyor hem de felsefe yapıyordu. Eğer bu gün devlet büyüklerimiz Türkçe ile felsefe yapılmaz derken bunu kast ediyorlarsa haklılık payları olabilir mi diye içimden tebessüm etmedim desem yalan olmaz. Ancak atasözlerimizi nereye koyacağız.
Atasözlerimiz ki buram buram felsefe fışkırıyor. Ayrıca o küçük hikâyecikler. Bir Ömer Seyfettin’in Diyet hikâyesinin içinde felsefe yok diyebilir misiniz?
İşte size bir demet atasözü; işin felsefe kısmını size bırakıyorum ve diyorum ki keşke herkes bildiği konuda konuşsa. Kimseye bulunduğu mevki, her konuda bilgi sahibi olduğu için verilmez aynı zamanda o mevki o kişiye her konuda konuşma ve ders verme hakkı da vermez.
İşte atasözlerinden aklıma takılanlardan örnekler;
Otunu, suyunu bilmediğin gönüllerde koyun gütme! Yoksa “kaçırdığın keçilere” çobanlık yapamazsın
Toprağı işleyen ekmeği dişler
Giden kağnının gölgesinde oturulmaz
Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez
Dal rüzgarı affetmişse de kırılmıştır bir kere
Çok sayıda insan seni alkışlıyorsa, bil ki alkışların dinmesini bekleyen çok daha fazla sayıda insan vardır. (N.M)
Mumun kendi dibini aydınlatması için bir başka mumun ışığına ihtiyacı vardır.
Ve son olarak
BOŞ TENEKE ÇOK SES ÇIKARTIR……