Öykü tadında anılar
Kocasının Amerika’ya eğitime gönderilmesine alışmıştı. Daha kırk günlük lohusa döneminde idi ilk ayrılıklarını yaşadıklarında. İlk ayrılık Kore’ye idi. Önceleri abi diyordu eski kapı komşusu, şimdiki kocası ve büyük aşkına. Her gelişinde hediyeler getirerek kendisini çok mutlu etmiş bir o kadar da şaşırtmıştı. Amerika neresi Türkiye neresi idi. Türkiye, kalkınma savaşı vermeye çalışırken Amerika, geliştirdiği teknoloji ile dünya üzerindeki gücünü ve etkisini iyice hissettiriyordu. Amerika’dan gelen hediyelere bu nedenle hem çok seviniyordu hem de şaşırıyordu Sabahat. Kocası son gelişinde buzdolabı getirmişti Amerika’dan.
Beyaz buzdolabı ile pembe buzdolabı arasında elli dolar fark vardı. Pembe pahalı idi. Ama olsun Sabahat pembe seviyordu. O halde buzdolabı da pembe olmalıydı. Verdi aradaki farkı ve pahalı olanı seçti. Karısını mutlu daha da mutlu etmek için. Sabahat çok sevinecekti pembeyi görünce. Alım yaptığı mağaza, Türkiye’ye gönderme sözü vermişti. Ve artık her şey tamamdı. Huzur içinde Türkiye’ye gelmiş ve karsının pembe buzdolabını gördüğünde gözlerinde oluşacak mutluğu hayal etmeye başlamıştı. Beklenen gün geldi ve paket eve teslim edildi. Heyecanla açtılar kocaman paketi. Ancak paketin içinden çıkan buzdolabı beyaz idi. İşte bu yıkım olmuştu Genç Subayımıza. Karısı teselli etti ve Beyaz Buzdolabının mutluğunu yaşadılar son güne kadar. Yıllarca eve her türlü elektronik aletlerin en iyisi alındı. Yenileri ile değiştirildi ama Beyaz Buzdolabı hep kaldı. Hep çalıştı. Kimse, çocuklar dahil hiç kimsenin aklına Beyaz buzdolabını değiştirmek gelmedi. Radyonun yerini televizyon almış, Televizyon gelişen teknoloji nedeni ile defalarca değişmiş idi. Video yerini CD oynatıcıya bırakmış, müzik seti CD çalar ile değişmiş idi. Beyaz Buzdolabı hâlâ oradaydı.
Beyaz Buzdolabı ’nın eve teslim edilmesinden çok kısa bir süre sonra Amerika’ya eğitime gidiyordu genç subayımız. Bütün evraklarını hazırladı ve bavuluna yerleştirdi. Eğitimlerden bulduğu ilk fırsatta o Pembe Buzdolabını aldığı mağazaya gitti. Bütün belgeleri mağazadaki yetkiliye gösterdi. Mağaza yetkilisi Genç Türk Subayının haklı olduğunu çok geçmeden anladı ve yaşanan uygunsuzluklardan dolayı özür diledi. Pembe Buzdolabı için ödenmiş olan 50USD’lik farkı hemen iade ettiler.
50USD sevgili karısı için ödenmiş bir para idi. Subayımız bu parayı yine çok sevdiği karısının şansı için denemeye karar verdi. Bahis oynadı. Karısının şansı devam ediyordu. Oynadığı şans oyununda kazanmıştı ve önüne iki seçenek koydular. Ya gümüş bir servis takımı alacaktı ya da Platin bir saat.. Genç subayımız platin saatin karısına çok yakışacağını düşünerek en ufak bir tereddüt geçirmeden hemen kararını verdi ve saati aldı.
Karısına yapacağı sürprizin umutları ile ülkesine dönen genç subayımızı beklediğinin dışında bir karşılama bekliyordu. Karısı platin saati elinde tutarak genç subayımıza “Keşke servis takımını tercih etseydin. Evimizin bir eksiğini tamamlamış olurduk.” Diyerek kendisinden çok evinin ne kadar değerli olduğunu söylemeye çalışıyordu.
Bu genç subayımızı geçtiğimiz hafta 19 yıl önce kaybettiği sevgili eşinin yanına uğurladık. Her yaşamın böyle onlarca anısı vardır. Herkesin böyle öykü tadında anıları olan bir yaşamı olması dileklerimle. Güle Güle sevgili amcam. Ruhun şad olsun.
Saygılarımla