Bir kanadı Malatya, diğer kanadı Makedonya’da 100 yıllar önce başlayıp Türkiye Cumhuriyeti kuruduktan sonra Malatya Nüfusuna kayıt olan bir ailenin öyküsüdür bu. Her evin bir öyküsü vardır ve biz o öyküleri Perdeler açıkken baktığımız açıdan gördüğümüz kadarı ile biliriz. Pencereler aslında iki taraflı bir tablo verir bakana; ama hep sadece çerçeveye sığdığı ve perdenin kapatmadığı kadarı ile görürüz biz. İçerden bakınca gördüğümüz şey dış dünya olurken, dışardan bakınca ne görürüz? Gerçeği mi? Bize gösterilmek isteneni mi? Peki ya çerçeveye sığmayanlar, Perdenin arkasında ya da çerçevenin dışında kalıp da göremediklerimiz, tıpkı afrika atasözündeki gibi aslan kendi hikayesini anlatana kadar biz hep avcıyı dinleriz. Ben, bana anlatılanları, benim anladıklarımı, okuduklarımı ve yerinde ziyaretlerimi değerlendirip, kendimden sonraki aile fertlerime yazılı bir doküman bırakmak istedim. Hepsi bu. Belki bunları kaleme aldığım için bazı akrabalarım bana gücenecekler ama eminim ki onların nesilleri kendi köklerini burada buldukları için mutlu olacaklardır. Umarım yanılmam. | |
Yazan: Necati Güngör/ S. Kınıkoğlu | |
Gelecek öyküler |
|
Evlilik (İslender ve Nadire’nin evliliği) | Sıra No 9 |
Heybenin birinde Rezzan diğerinde Suzan ve Karnında Nedret ile Katır sırtında 26 KM | Sıra No 10 |
Mardin günleri – Türkan’ın Nadire Ablası | Sıra No 11 |
Ve kaldığımız yerden devam | 13, 14, ….. |