Yeniden Sevr Koskoca Cumhurbaşkanının yalan söyleyecek hali yok elbette. Eğer o diyorsa ki " Durmaya kalkarsak kendimizi tekrar Sevr şartlarında buluruz." Mutlaka doğrudur ve bir o kadarda ciddidir. Karşılaştığımız sorun son derece ciddi ve tarihte çok acı bedeller ödediğimiz ama yedi düveli dize getirerek üstesinden geldiğimiz bir sorun. Ancak O dönemden hemen sonra yeniden aynı duruma düşmeyelim ve yeni bir Sevr yaşamayalım diye tam 80 yıl mücadele verdi genç Türkiye Cumhuriyeti. Lozan ile Tapu senedini alarak hudutlarını belirlediği ülke içeresinde bir yandan ekonomik bir mücadele vererek Lozan’da elde edilen başarının devamını sağlamaya çalışırken, bir yandan da eğitim seferberliği ile kimlik sorununa çözüm üretmeye çalışıyordu. Dönemin siyasi konjonktürü gereği bir Ulus Devlet yapısını güçlendirmeye çalışıyor vatandaşlarının bir kimlik bunalımı yaşamaması için çalışıyordu. Bir tanım yaptı Mustafa Kemal Atatürk. Yapılan işlem sosyolojik be bilimsel açıdan belirli bir bilgiye ve stratejiye dayanıyordu. Tarih, Sosyoloji dahil tüm bilimler şu gerçeği kabul ederler. Sonuç ve Sebepleri arasında çok net bir ilişki vardır. Aynı sonuca gelmek istemiyorsan nedenler üzerinde çok iyi çalışmalısın. Sadece sonuca odaklanmak seni ya geçici bir çözüme ulaştırır ki bu da yeni bir sorunun kapının hemen arkasında olduğu anlamını taşır, ya da çözümsüzlük içine hapsederek onarılmaz yaralar açar. Eğer bir ülke iseniz de sizin kendi kaderinizi tayin etme hakkınızı elinizden alırlar. Tarihimiz buna Sevr diyor. Bu gün eğer Sevr’in bir adım önünde isek ve bundan 15 yıl önce bu tür konular gündemimizde yok iken bu gün gündemimize geldi ise sadece Sevr şartlarında buluruz diyerek çözüm üretemeyiz. Neden Bu duruma geldik? Bu tespiti neye dayanarak yapıyorsunuz? Neyi yanlış yaptık? Peki, durmayalım ama nereye gidiyoruz? Hedefimiz kim? Kim bize Sevr’i imzalatmak isteyecek? Durmamak ne demek? Nasıl bir çözüm öneriyorsunuz.? Gibi sürekli artan sorular ile son 15 yılı çok iyi analiz ederek geleceğe bakmak lazım. BU tespit bundan sonra yapacaklarınızın bahanesi olmamalı, gerçek anlamda çözüme, ülkeyi bu kan gölünden çıkarmaya dönük olmalı. Bunu da herkes ile paylaşmalısınız. Ölümü onlardan isterken, çözümü onlardan saklama lüksünüz yok. |
1075 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |