Gömün Beni Hayallerimin Ülkesine Gömün Beni Hayallerimin Ülkesine Bir ülke düşünün hayallerinizde ve o ülkede insanların seçtikleri meslekleri getirin aklınıza. Eminim mesleklere gitmeden önce o ülkedeki yaşamı düşleyeceksiniz. İnsanların neler yaptıklarını, okuma alışkanlıklarını ve eğlence dünyalarını bulmaya çalışacaksınız hayalinizdeki ülkenin. Çünkü hemen kendinizi o ülkenin bir vatandaşı gibi konumlandıracak ve orada yaşadığınızı da hayallerinizi içine koyacaksınız. Doğasını düşleyeceksin. Belki de deniz kenarında düşüneceksiniz ülkeyi. Mesela kumsallar ve plajlar koyacaksınız etrafına. Dört mevsimin en güzelinin yaşandığı zamanı ayarlayacaksınız hayal ülkenize. Denizlerin etrafında; tam istediğiniz gibi saflığını korumuş ve dürüst yürekleri sevgi dolu insanların yaşadığı balıkçı kasabaları kuracaksınız. Çocukları ve gençleri olacak bu kasabanın. Çocuklarının denize taş atarak suyun üzerinde kaydırma yarışları olacak, kazanan sevinçle havalara sıçrarken, kaybeden arkadaşları hem onu kutlayacak hem de bir sonraki oyunda kendilerinin kazanacaklarını düşleyecekler. Âşıkları olacak pırıl pırıl gençler arasında, dudaklarında Nazım şiirleri. Kimileri deniz kenarında banklarda oturacak, el sallayacak uzaktan geçen gemilere mırıldanarak Cem Karaca şarkılarını. Kimileri ayaklarını denizin sularında serinleterek gelecek hayalleri kuracak, ayaklarının altında yem peşinde koşan balıklara bakarak. Denizlerden uzak yerlerde, yükseklerde bir şeyler ararmışçasına kabaran dağları kurgulayacaksınız. Yeşillikleri ve her kış biriktirdikleri karlarla oluşturdukları su kaynaklarıyla denizle rekabet ederek insanları kendi eteklerinde yaşamaya davet edecek dağlarınız. İnsanları o saf balıkçı kasabaları ile dürüstlük ve sevgide at başı gidecek, Hayvanları olacak bu insanların kendi yetiştirdikleri, etinden ve sütünden faydalandıkları. Çocukları çobanlık yapacak, hayvanların dilinden anlayacak. Kaval çalacak onlara. Uzun havalar okuyacak yanık sesiyle ve kendi sesinin dağlardan yankı bulması ile eğlenecek. Gençler çeşme başında âşıklarına gülücükler yollarken kavuşma hayalleri kuracaklar. Genç kızlar ağaçların arkasına saklanacak yavuklularına naz yapmak için. Yetişkinler ovalara götürecekler hayvanlarını, tarlalarını ekerek sebze ve meyve yetiştiren köylülerle değiştirmek için. Hırstan ve kinden uzak, sadece ürettiğini paylaşacak insanlar. Paylaşmanın mutluluğunu bilecek hepsi. Kimse kimseyi üzmeyecek, herkes bir diğerinin yaşamasına destek olacak bu hayal ülkesinde. Ve siz de bu ülkede seçilen meslekleri düşüneceksiniz. Öğretmen diyeceksiniz mesela, o insanlara güzel şeyler öğretmek, bildiklerini paylaşmak için. Bu defa bilgilerini çoğaltmak isteyeceği gelecek aklınıza öğretmenin, o güzel insanlara daha çok şey verebilmek için. Doktor olmalı böyle ülkede, “sağlık da çok önemli fikri” ağır basacak düşüncelerinizde, Sonra Mühendis, Şair, Yazar, Tiyatro Oyuncusu, Ressam, Bestekâr, Yorumcu ve sonra diğer meslekler sıralanacak bir bir. Televizyon programlarını düşünün bu ülkede, Program konuklarının sanatçılardan, yazarlardan, şairlerden oluştuğu, sevginin ve üretimin önemini anlatan eğitici ve eğlendirici filmlerin oynadığı. Sonra isterseniz uyanın ve kalsın bu ülke hayallerinizde, insanlar böylesine sevgi dolu böylesine mutluyken ve henüz bombalar patlamamışken. Siyasetin kirli eli o ülkeyi kana boyamamışken. Uyanın Yoksa: Sonra birilerinin hem de üretime ve paylaşmaya hiç katkısı olmayan birilerinin ortaya çıkması ile ortalık karışacak. Siyasiler devreye girerek, bu ülkede üretenlerin bir düzen içinde yaşamaları gerektiğini düşünerek HUKUK diye bir kavramı ortaya atacak ve kendi dünyasında olan bu insanların yaşamına karışarak önce hukukçuluk diye bir kavram ortaya atacaklar ve sonra da bu ülkenin üstüne bir kâbus gibi çökecekler. Zamanla “Terör Uzmanı” diye bir meslek bile icat edecekler. Hatta en makbul meslek olacak ve bu mesleğin sahipleri en bilge kişiler olarak sürekli TV’lerde konuk olacaklar. Bir sürü başka uzmanlar da gelecek o programlara. Siyaset ve Sosyoloji, Tarih ve Araştırmacılar katılacak o programa. İktidar ve muhalefet karşı karşıya geçecek ve sanki yeni bir şey söylüyormuş gibi aynı şeylerle ya birbirlerini suçlayacak ya da hakaret edecekler. Tüm dertleri karşısındakini nasıl mat ettiği olacak. Tabi bunlar olurken sizin bir TV programı seyrederken bilginiz artış beklentinizin yerini küfür hazinenizin arttığı gerçeği alacak. Ana haberler diye bir program olacak TV’lerde sizleri ülkede ve dünyada olanlardan haberdar etmek için. Ancak ölüm ve cenazeden başka hiçbir şey söyleyemeyecek. Savaş çığlıkları altında ölen masumları, ölümden kaçarken denizlerde boğularak karaya vuran çocukları söyleyecek. İnsanlığınız batsın dedirtecek isyan ederek havaya açtığını elleriniz arasında. Hayalleriniz birden kararacak ve bu güzel ülkeyi terk etmek isteyeceksiniz. Uyanacaksınız daldığınız o güzel hayallerden patlayan bir bombayla bağıracaksınız çığlık çığlığa Rahat Bırakın beni, geri verin masum ve özgür çocukluğumu, gömün beni hayallerimin ülkesine. |
1148 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |