Bu gün yani 2 Mayıs 2011 tarihinde yeni bir haber yayıldı medyada.
İzmir Belediyesi'ne Kuşadası Belediyesi'ne polis ihaleye fesat karıştırmak suçlaması ile baskın yaptı.
Ne güzel değil mi, hala birileri bizim vergilerimizi koruyor ve vergilerimizle toplanan paraların cebe indirilmesine engel oluyor. Hakkımızı koruyor.
Peki bu Başkanları hangi partiden ? CHP. Yani muhalefet
Benzeri bir örneği de Sarıyer Belediyesi'nde de yaşadık. Sonunç ne oldu? kocaman bir hiç. En azından gazetelere düşen bir haber olmadı.
Peki Sarıyer Belediye Başkanı hangi Partiden ? CHP. Yani Muhalefet
Sonuçta ortada gerçek anlamda bir suç var ise bu işi takip edenlere hele olsun diyeceğim ama aklıma başka sorular geliyor.
Mesela Kayseri Belediyesi.
Ortada o kadar belge varken, o kdar şahit varken neden soruşturma açılmıyor? ya da Sağlık Bakanı hangi güçle ve yetki ile savcıya yazı yazıp soruşturmayı durdurmasını söyleyebiliyor.
Deniz Feneri öyküsünü hepimiz biliyoruz ama bu öykünün neden ele alınmadığını sadece tahmin ediyoruz.
Yandaş yaparsa sorun yok diyor görmezden geliyoruz ama diğerleri yaparsa ki yaptıkları hakkında hiç bir delil yok. Sadece yapmışlar mı acabasorusu var ?ya da aynı Ergenekon'da olduğu gibi bir ihbar var ve üzerine gidilyor.
Bu ülkede ihbarının muteber kabul edilmesi için ne olmak gerektiğini anlamak pek de zor değil galiba.
Bakalım seçim arifesinde daha neler göreceğiz.