Yasaklar,
Son günlerin en çok konuşulan konularından biri de Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun “Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Yönetmeliği” nde yaptığı düzenlemeler.
TV lerde onlarca açık oturum düzenlendi, konu tartışıldı. Bir grup konuşmacı konuya bilimsel yaklaşırken, bir grup konuşmacı AKP’nin bilinçaltını okumaya çalışarak konuyu Şer’i yasaklarla ilişkilendirdi. Bir kısım konuşmacı ise bulundukları konumu, çağırıldıkları TV programlarında konuşmacı olma durumlarını borçlu oldukları AKP ve RTE’nin bayrakçılığını yaparak savunma geliştirdiler....
Kimi zaman ağızlar bozuldu, kimi zaman programlar terkedildi..
Sonuçta ben hala anlamadım ben içki içebilecekmiyim, içemiyecekmiyim. Nerede içecebileceğim, nerede içemiyeceğim.?
Bir de “Yetki Belgesi” kargaşası çıktı ortaya. Yasakları savunanlar “Aslında yasak ollmadığını isteyen herkesin Yetki Belgesi olan heryerde, eğer yaşı da tutuyorsa içebileceğini söylüyor”
Gibi onlarca soru arasında aklıma öne çıkan bir başka nokta geliyor.
Allah aşkına bu ülkenin; Gençleri alkolik mi?
Sanki dersin ki bu ülkenin bütün sorunları hal oldu. Herşey güllük gülistanlık, tüm gençlerin işi var, çok iyi de para kazanıyorlar, gelecek dertleri de yok ve tüm bunların ötesinde ise sorumsuz bir yetişme içerisindeler ve Hükümet onları içkiden korumaya çalışıyor...
Sen içkiyi yasaklıyacağına
Gençlerin içki içmeleri arzularını kamçılayacak olayları ortadan kaldır...
Eğer bunları yapmazsan şairin dediği gibi adama demezler mi ?
Sanane kardeşim benim ya da çocuğumun içtiği içkiden. Sen oraya ülkeyi yönetmek, sorunlara çare bulma için seçildin. Bana en az uluslararası bir standard içinde yaşam olanağı yaratmak zorundasın. Önce onları hallet.
Ne demiş şair;
Sofular haram demişler
Bu aşkın şarabına
Ben doldurur ben içerim
Günah benim kime ne?
Neyzen’in bir mesajını nakledip yorumu size bırakalım;
Ahmet Refik’in ölümünün yıldönümü idi. Yeşilay azasından bir dokktor heyecanlı bir hitabe irat ederek:
-İşte, dedi. Bu üstat da bir içki kurbanıdır.
Dinleyenler arasında bulunan Neyzen Tevfik, yanındakinin kulağına fısıldadı:
- Bu doktorlar da çok mütevazi oluyor... İçki kurbanlarını sayıyorlar da kendi kurbanlarını hiç ağza almıyorlar!!
be hey dürzü
ne ararsın tanrı ile aramda
sen kimsin ki orucumu sorarsın
hakikaten gözün yoksa haramda
başı açığa niye türban sorarsın
rakı, şarap içiyorsam sana ne
yoksa sana bir zararım; içerim
ikimiz de gelsek kıldan köprüye
ben dürüstsem sarhoşken de geçerim
işgaldeki hali sakın unutma
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz
sen anandan yine çıkardın amma
baban kimdi bilemezdin şerefsiz..
Şimdi eminim birileri de; Neyzen de kim ? Bu “ucube” şeyleri söylemiş diyecek.