MODERN TÜRK KADINI-MOSTAR Modern Türk Kadını:
3 Aralık 1934 yılında çıkartılan kıyafet kanunu çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının modern bir görünüm kazanması konusunda önemli bir adım atıldı. Aslında kıyafet konusu Osmanlı döneminde de zaman zaman gündeme geliyordu. Sultan II. Mahmut bu konuda ciddi atılımlar yapmıştı. Değişen ve modernleşen dünyaya ayak uydurmanın sanki önemli bir göstergesi idi kıyafet veya bir başka deyişle dış görünüm. Türk kadını Osmanlının son döneminde başlayan ve kıyafet kanunu çerçevesinde ise hızlanan bir ivme ile son derece modern bir görünüm kazanmaya başlamıştı. Peki, modernleşme sadece kıyafette miydi? Tabi ki hayır. Demokrasinin en önemli göstergesi olan ve birey olma hakkı; seçme ve seçilime hakkı, yani devlet yönetiminde söz söyleme hakkı, yani vatandaş olma hakkı da bu çerçeve içinde ele alınıyordu. İşte bu kanunlara bir bakış; Türk kadını,
Peki, Türkiye’de bu değişim olurken Avrupa ne durumdaydı? Fransa ve İtalya 1946 (yani bizden on iki yıl sonra) İsviçre ise 1971 yılında bu hakları kadınlara tanıdılar. BU gün bize demokrasi ve modernleşme dersi veriyorlar. Buradaki mesaj bana hep şöyle diyor:
Nasıl başladığın değil, nasıl devam edip nasıl bitirdiğin önemli.
Tüm bunları neden mi yazıyorum? Söyleyeyim; Geçtiğimiz hafta Mostar’da idim Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayrettin tarafından 1566 yılında dönemin gelişmiş teknolojisi kullanılarak yapılan köprü. Yani dönemin en moder teknolojisini götürmüşüz oralara. Yine biz başlamışız. Kalabalık bir turist ordusu köprü üzerinde. Adım atacak yer yok. Köprünün her iki tarafında daracık sokaklar ve Osmanlı mimarisi evler. Dükkâna dönüştürülmüş ve turistik eşya satan satıcılar sizi çeviriyor. Bişeyler satacaklar. Tıpkı bizim Sultanahmet’teki satıcılar gibi. Her dili konuşuyorlar. Görünüşünüze ve davranışınıza göre sizi bir ülke vatandaşlığına yakıştırıyorlar ve hemen o yakıştırdıkları ülkenin dili ile sizinle konuşmaya başlıyorlar. Gördüğüm tablo beni çok düşündürdü ve bir o kadarda üzdü. O satıcılar türbanlı ve/veya başörtülü kadın gördüklerinde hemen Türkçe konuşmaya başlıyorlardı İşte Türk kadınının Avrupa’daki yeni imajı buydu. O! modern kadının nasıl olmasını öğreten devrimlerimizin geldiği noktayı gözlerimle görüyor ve işitiyordum. Rahmetle andığım ve Malatya’nın ilk lise mezunu kız öğrencileri arasında olan Hacı Anam için üzüldüm, Kız kardeşlerim için, eşim ve arkadaşlarım için üzüldüm. Kızım ve onun arkadaşları için ise canım yandı.
Not: daha ilkokul (kuran kursu) çağında baba (çevre) baskısı nedeni ile başını örten, 11 yaşında iken “Nasıl iyi Gelin olunur” eğitimi verilerek beyni yıkanan bir neslin kendi rızası ile başını örttüğüne beni kimse inandıramaz. Bunun dışında kendi rızası ile başını örtene hiç itirazım olmaz ve olamaz. |
2782 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |