DEDİKLERİ GİBİ BALIK HAFIZALIMIYIZ? Hep söylenir hafızamız zayıf diye, hatta siyasilerimiz bizlerin hafızasının zayıflığına güvenerek söylediklerini inkar etmeyi de bir alışkanlık haline getirmişlerdir. Son yıllarda bu konu o kadar abartılmaya başladı ki Başbakan canlı yayın programında bile birkaç dakika önce söylediğini inkar ederek söylemedim dedi (Bakınız M.Ali Birant 32. Gün). Bir başka örnek ise 1999 yılında söylediği laf “Eğer günün birinde zengin olursam bilinki RTE haram yemiştir”. Konuyu dağıtmadan inkar meselesine yeniden dönelim. Ve o kadar uzağa da gitmeyelim. 17 Aralık 2013 ile başlayan kavga veya savaş aslında bizim hafızamızın zayıflığının da ötesine geçmiştir. Birileri hafızamızın zayıflığına güvenerek her şeyin kaydını tutmuş. Dinlemiş, yazmış arşivlemiş. Bunu hukuksuz yapmış. Doğru ama bu hukuksuzluğun ortamını kim hazırladı diye sormamız da gerekmiyor mu? Ben çok net hatırlıyorum. Bundan 5 yıl önce savcılık kendisine gelen isimsiz ihbar mektupları ve mailleri ile bir dizi davalar başlattı. Peşinden İnsan avına gidildi resmen. Evler bastı. Kazılar yaptı. Tarihi geçmiş el bombaları bulundu. Sahte olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış onlarca CD bulundu. Sonra ortaya gizli tanıklar çıktı. Kimlikleri saklanan bu gizli tanıkların ifadeleri baz alınarak insanlar göz altına alındı ve yıllarca tutuklu kaldılar. Davalar halen devam ediyor.... O dönemde olaylara bakarken bir grup yeni aydın türedi, kiminse “Yetmez ama evet” çi dendi, kimisine “Yandaş” dendi, kimisi de kendisini “Gerçek Demokrat “ diyerek olayların her açıdan yorumlanmasına, eleştirilmesine destek oldular. Adları farklı olsa da hepsinin ortak bir noktası vardı. “ERGENEKON GERÇEKTİ VE ORDU DARBE YAPACAKTI”. Kimse sahte CD’lere, kim olduğu belli olmayan gizli tanıklara karşı bir yorum getirmedi. Hatta Fezlekelerde gizli tanık diye adı geçenlerin iddianamelerde adının açıklandığının bile önemi olmadı ama bunu ifşa eden avukatlar hakkında soruşturma açıldı. Yani her şey mubahtı. Çünkü yapılanın adı DARBEYE KARŞI DEMOKRASİYİ KORUMAKTI. Şimdi olanlara baktığımda tarih tekerrür mü ediyor? diye sormadan edemiyorum. Ortada sahte olduğu iddia edilen dört sayfalık bir ihbar mektubu var. Şimdi her dakika yeni bir olay patlıyor. Sabah 7000 kişi dinlendi deniyor, akşam Başbakan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen bir konuşma sanal ortamda servis ediliyor. Henüz ortaya gizli tanıklar çıkmadı. Acaba çıkacak mı? bunu da bilmiyoruz. Tabi eğer oyunu sahneye koyanlar aynı senaryoyu oynuyorlarsa bu da muhtemeldir. Bir zamanlar sahte belgelere kıs kıs gülenler, şimdi bu tür belgeler kendilerini hedef aldığında altında ezilmektedirler. her iki tabloda da baktığımda asıl ezilenlerin ise vatandaşlar olduğunu anlamak hiç te zor olmuyor buradan bakınca. Cumhuriyet tarihi boyunca devletimiz hiç bu kadar zavallı konuma düşmemişti. |
1828 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |