ŞAM'DA BİR MARDİNLİ
“Anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzden sonra gelen.....” diye anlatır Nazım kadınlarımızı.
Haksızlığa karşı bir başkaldırı… Güçsüzlük ve çaresizlik… Ve sonunda kaçış...
Mustafa’nın gidişi, Makbule’nin zırra oluşu, ve Sekioğlu ailesinde peşpeşe gelen felaketler...
Makbule henüz onüçünde, üçüncü eş olarak kırk yaşındaki ağanın oğluna verilirken, bedel ise birkaç koyun... Bir can’ı kurban verip, yerine onlarca kurban almak… Böylesi bir yanlış alışveriş..
Seneler sonra dostluk çiçeği olmak üzere kalbe gömülen ve tek başına yaşanan bir sevda.
Bedeni isyan ederken, ruhu baş kaldıran, acısını sessizce kendi içinde yaşayan ve çocuklarını bağrına basmaya bile hakkı olmayan bir ana.......
Çözümü okumakta arayan, başarılarına yeterince bile sevinemeyen bir kardeş; Abuzer
Ve nihayetinde de Mardin’i terkediş... İçlerinde ise yeni umutlar...
Umutlar; acımasız yaşamın hoş tesadüflerini, acaba ardından getirebilecek mi?
SAYILMAYANLAR
Bir kan gölünde dünyaya geldik, Kan balıkları gibiydik, Soluk almayı öğrendik Yanımızdan akan kanlar arasında Sonra çiçek açtık kanla sulanan topraklarda Kardelen dediler bize Oysa bizler kanı deldik te geldik
|
“Barışın temeli ve aydınlığın meşalesi kadınların elindedir. Toplumu kalkındırmak istiyorsanız kadınlarınızı eğitiniz”
………
Size son kez söylüyorum. Yüreği yaralı bir ananın önünde durmayın. Ya vurun, ya da yolundan çekilin.
………
Hayat ne garipti. İki insan aynı dolmuşta yan yana oturmuşlardı. İkisi de ayni kişiye odaklanmıştı. Biri yaşatmak, diğeri öldürmek için.
………
Bu defa fiziksel bir ölüm yoktu belki, ama kurşunların yerini alan davranışlar, bir aşkı hedef alıyordu, bir gençlik hayalini öldürüyordu. Herkesin biteceğini söylediği aşk öldürülmüştü.
*******
"Şam'da bir Mardinli" romanındaki Makbule'nin yaşamı ile bize Güneydoğu gerçeğini, törenin bizi nasıl kıskıvrak teslim aldığını anlatmıştı yazarımız Numan Aydınoğlu.
Bu kez "Sayılmayanlar” da töreyi kader olarak görmememizi sağlayacak gizli kahramanların eğitim ve çağdaşlık hamlelerinin yarattığı umut ışıklarını yansıtıyor.
Türkan hocalar, Süpermen Ferhat amcaların taşıdığı ışıkla feodal kölelikten, birey olmaya yönelen uzun ve zahmetli yolculuğun mucizevi sonuçlarını nefes kesen akıcılıkla bir solukta okuyacaksınız.
Romanın sizi sardığına veya sizin zaten romanın içinde olduğunuza sonunda karar vereceksiniz.
Kayhan Söyler